Miyomlar, rahim kas dokusundan gelişen ve genellikle iyi huylu olan tümöral yapılardır. Tıbbi adıyla “uterin fibroid” olarak da bilinen miyomlar, üreme çağındaki kadınlarda oldukça yaygın görülür. Her ne kadar bazı kadınlarda belirti vermeden sessizce varlıklarını sürdürebilseler de, bazı durumlarda yoğun kanama, ağrı, şişkinlik ve hatta kısırlık gibi ciddi semptomlara neden olabilirler.
Miyomlar genellikle hormonlara duyarlıdır ve özellikle östrojen seviyesinin yüksek olduğu dönemlerde daha hızlı büyüyebilir. Bu yüzden doğurganlık dönemindeki kadınlar daha yüksek risk altındadır. Menopozla birlikte miyomlar genellikle küçülme eğilimindedir.
Miyomlar her kadında aynı belirtileri göstermeyebilir. Boyutları, sayıları ve rahim içerisindeki yerleşimlerine göre değişkenlik gösterebilir. Ancak en yaygın görülen miyom belirtileri şunlardır:
Adet dönemlerinin uzun ve aşırı kanamalı geçmesi
Adet dönemleri dışında lekelenme veya ara kanama
Pelvik bölgede dolgunluk ve baskı hissi
Sık idrara çıkma
Kabızlık
Cinsel ilişki sırasında ağrı
Gebe kalmada zorluk
Eğer bu belirtilerden bir veya birkaçını yaşıyorsanız, mutlaka uzman bir kadın doğum doktoruna başvurmanız önerilir. Ankara’da bu alanda deneyimli bir isim arıyorsanız, Op. Dr. Çiğdem Güler, miyom tanı ve tedavisinde güvenilir bir tercih olacaktır.
Miyom tanısı genellikle rutin jinekolojik muayene sırasında konur. Doktor, pelvik muayene sırasında rahimde bir anormallik hissederse, tanıyı kesinleştirmek için bazı görüntüleme yöntemlerine başvurabilir. En yaygın kullanılan tanı yöntemleri şunlardır:
Ultrasonografi (USG): Rahim içindeki miyomların yerini ve boyutlarını net şekilde gösterir.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI): Özellikle büyük veya karmaşık miyomlarda detaylı inceleme sağlar.
Histeroskopi: Rahim içine doğrudan bakılarak miyomun konumu incelenir.
Laparoskopi: Bazı durumlarda tanı ve tedavi aynı anda yapılabilir.
Miyomlar, rahim içindeki konumlarına göre çeşitli türlere ayrılır:
Submukozal miyomlar: Rahim iç boşluğuna doğru büyür. Kanama ve kısırlık problemlerine yol açabilir.
İntramural miyomlar: Rahim kas tabakası içinde yer alır. En sık görülen miyom türüdür.
Subserozal miyomlar: Rahmin dış kısmına doğru büyür. Komşu organlara baskı yapabilir.
Pedinküllü miyomlar: Saplı yapıdadır ve rahme ince bir bağ ile tutunur. Dönme riski taşır.
Miyom tedavisi; hastanın yaşı, semptomları, miyomun büyüklüğü, sayısı ve çocuk sahibi olma isteğine göre planlanır. Tedavi seçenekleri medikal ve cerrahi olmak üzere iki ana gruba ayrılır.
Ağrı kesiciler: Semptomları hafifletmek için reçete edilir.
Hormon tedavileri: Miyomların küçülmesine yardımcı olabilir. Ancak etkileri geçicidir.
GnRH agonistleri: Östrojen seviyesini düşürerek miyomları küçültür.
Spiral (IUD): Progesteron içeren rahim içi araçlar, adet kanamasını azaltabilir.
Medikal tedaviler genellikle miyomların tamamen yok edilmesini sağlamaz, ancak semptom kontrolü açısından faydalı olabilir.
Eğer miyomlar büyükse, hızlı büyüyorsa, ciddi semptomlara neden oluyorsa veya gebelik planı varsa, cerrahi müdahale gerekebilir.
Sadece miyomların alınması işlemidir. Rahim korunur. Özellikle çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar için uygundur. Laparoskopik, histeroskopik veya açık cerrahi yöntemle yapılabilir.
Rahmin tamamen alınması işlemidir. Doğum yapmayı düşünmeyen, çok sayıda miyomu olan veya sürekli şikayet yaşayan hastalara uygulanır.
Ankara’da birçok merkezde laparoskopik veya robotik cerrahi ile miyomlar daha az kesi ile alınabiliyor. Bu yöntemler hem iyileşme sürecini hızlandırır hem de estetik açıdan avantaj sağlar.
Ankara’da miyom tedavisi konusunda uzman, hasta memnuniyeti yüksek ve etik değerlere bağlı bir kadın doğum uzmanı arıyorsanız, Op. Dr. Çiğdem Güler doğru bir tercihtir. Uzun yıllara dayanan deneyimiyle Dr. Güler, hem tanı sürecinde hem de tedavi planlamasında hastalarına bütüncül bir yaklaşım sunmaktadır.
Kliniğinde uygulanan modern tedavi teknikleri sayesinde, hastalar hem fiziksel hem de psikolojik olarak konforlu bir tedavi süreci geçirmektedir. Özellikle kişiye özel planlanan cerrahi girişimler ile gereksiz operasyonların önüne geçilmekte ve hastaların yaşam kalitesi artırılmaktadır.
Tedavi sonrası dönemde dikkat edilmesi gereken bazı hususlar şunlardır:
Doktorun verdiği ilaçlar düzenli kullanılmalıdır.
İyileşme süreci boyunca ağır kaldırmaktan kaçınılmalıdır.
Enfeksiyon riskine karşı hijyene dikkat edilmelidir.
Belirli aralıklarla kontrole gidilmelidir.
Adet düzeni takip edilmeli, anormal durumlarda doktora başvurulmalıdır.
Dr. Çiğdem Güler kliniği, hastalarını tedavi sonrası süreçte de yakından takip ederek, olası komplikasyonların önüne geçmektedir.
Miyomların hamilelik üzerindeki etkisi, konumlarına ve boyutlarına bağlı olarak değişir. Bazı miyomlar hamile kalmayı zorlaştırabilir veya düşük riskini artırabilir. Özellikle rahim iç boşluğuna baskı yapan submukozal miyomlar gebelik planlayan kadınlarda alınması gerekebilir.
Op. Dr. Çiğdem Güler, miyom nedeniyle gebe kalmakta zorluk yaşayan hastalara özel tedavi protokolleri sunarak, sağlıklı bir gebelik şansını artırmayı hedefler.
Miyomların kesin olarak önlenmesi mümkün olmasa da, risk faktörlerini azaltmak için bazı yaşam tarzı değişiklikleri yapılabilir:
Düzenli jinekolojik kontroller
Sağlıklı ve dengeli beslenme
Aşırı kilodan kaçınmak
Stres yönetimi
Egzersiz alışkanlığı
Bilinçli ve proaktif bir yaşam tarzı, miyomların büyümesini yavaşlatabilir ya da semptomların şiddetlenmesini engelleyebilir.
Ankara miyom tedavisi alanında doğru bilgiye ulaşmak ve en uygun tedavi yöntemine yönlendirilmek için güvenilir bir kadın doğum uzmanıyla çalışmak son derece önemlidir. Uzmanlık, deneyim ve hasta odaklı yaklaşımı ile Op. Dr. Çiğdem Güler, Ankara'da bu alanda öne çıkan bir isimdir. Miyom şikayetleriniz varsa, ertelemeyin ve vakit kaybetmeden bir uzmana başvurun.
